Kış mevsiminin ortasında olduğumuz bu dönemlerde bizi en rahatsız eden konulardan biri de üşümek. Üşüyünce hasta olunduğu algısı oldukça yay...
Kış mevsiminin ortasında olduğumuz bu dönemlerde bizi en rahatsız eden konulardan biri de üşümek. Üşüyünce hasta olunduğu algısı oldukça yaygın ancak basit önlemlerle hem üşümeden hem de hasta olmadan kışı atlatmak mümkün.
Memorial Şişli Hastanesi İç Hastalıkları Bölümü'nden Uz. Dr. Özlem Kaplan, soğuktan ve kış hastalıklarından korunmanın yolları hakkında bilgi verdi.
Kış mevsiminde soğuk havaların etkisi ile vücudun direnci azalabilir. Bu nedenle de kişiler hastalıklara daha fazla açık olmaktadır. Dolayısıyla soğuk havalarda sağlığa daha fazla önem vermek ve bazı tedbirler almakta fayda vardır. Hafif bir soğuk algınlığı önemsenmediğinde grip ya da zatürreye çevirebilmektedir. Kış aylarında vücut ısısını korumak, bağışıklığı güçlendirmek ve hastalıklardan korunmak için beslenmeye dikkat etmenin yanında egzersizleri de ihmal etmemek gerekir. Üşümeyi önleyici, bağışıklığı güçlendirici öneriler şöyle sıralanabilir:
Kapalı alanlardaki tehlike
Memorial Şişli Hastanesi İç Hastalıkları Bölümü'nden Uz. Dr. Özlem Kaplan, soğuktan ve kış hastalıklarından korunmanın yolları hakkında bilgi verdi.
Kış mevsiminde soğuk havaların etkisi ile vücudun direnci azalabilir. Bu nedenle de kişiler hastalıklara daha fazla açık olmaktadır. Dolayısıyla soğuk havalarda sağlığa daha fazla önem vermek ve bazı tedbirler almakta fayda vardır. Hafif bir soğuk algınlığı önemsenmediğinde grip ya da zatürreye çevirebilmektedir. Kış aylarında vücut ısısını korumak, bağışıklığı güçlendirmek ve hastalıklardan korunmak için beslenmeye dikkat etmenin yanında egzersizleri de ihmal etmemek gerekir. Üşümeyi önleyici, bağışıklığı güçlendirici öneriler şöyle sıralanabilir:
Kapalı alanlardaki tehlike
Toplu taşıma araçları, iş yerleri ve okullarda grip ya da nezle gibi enfeksiyonu olan kişi varsa çevresindeki kişilere yayması an meselesidir. Bu durumda asla işe ya da okula gidilmemelidir. Çünkü kapalı alanda virüsler hasta kişinin öksürmesi ya da hapşırmasıyla çok hızlı biçimde yayılmaktadır. Bağışıklığı düşük, burun mukoza salgıları iyi olmayan ya da kronik hastalığı bulunan kişiler bundan çok kolay etkilenip hasta olabilmektedir. Hasta olan kişinin evi dışında kapalı bir yerde bulunması gerekiyorsa maske ile ağız ve burun bölgesini kapatması gerekmektedir.
Evinizi ya da ofisinizi saunaya çevirmeyin
Soğuk havada dışarıdan eve girildiğinde ev sıcaklığının çok yüksek olmaması gerekmektedir. Çünkü soğuk havadan ev veya ofise girildiğinde karşılaşılan sıcak havaya vücut kolay entegre olamayabilir. Ani sıcaklık değişimlerinden olumsuz etkilenilmektedir. Ani ısı geçişleri bazı kişilerde kılcal damar çatlamalarına sebep olabilir ve bu da kalp krizi riskini beraberinde getirebilir. O nedenle dışarıdan içeri girildiğinde iç ortam sıcaklığının 18-20 derecede tutulması idealdir.
Kafeinsiz içecekleri seçin
Sıcak çay ya da kahve içi ısıtır gibi görünmekle birlikte alınan kafeinin vücut ısısını düşürdüğü bilinmektedir. Bu nedenle soğuk havalarda bağışıklık sistemini güçlendirici zencefil, tarçın, karanfilli bitki çayları tercih edilmelidir. Bu boğazı da rahatlatabileceği gibi vücut ısısını dengeler, bağışıklığın güçlenmesinde yardımcı olur.
Ev yapımı kefir ve yoğurt tüketin
Soğuk havalarda daha iyi beslenmek gerekmektedir. Bağışıklığı güçlendiren gıdalardan tüketmeli, C vitamini alınmalıdır. Özellikle salgın dönemlerinde C vitamininden zengin meyveler, sebzelerin tüketilmesi önemlidir. Bunun yanında probiyotik alınmalıdır. Kefir ve ev yoğurdu tüketilmelidir. Ayrıca protein ve Omega 3'ten zengin beslenilmesi gerekmektedir. Yağ ve karbonhidrattan zengin beslenmek vücut ısısını düşürmekle birlikte, geçici enerji sağlamaktadır. Bu nedenle de yağ ve karbonhidrat zengini beslenmek soğuk havalarda iyi sonuçlar getirmeyecektir. Ayrıca kışın özellikle de sabah kahvaltısının atlanmaması gerekmektedir. Bunun yanında tüm öğünlerin düzenli tüketilmesi önemlidir.
Nemlendirici kullanın
Soğuk havalarda ellerin nemlendirilmesi önemlidir. Böylece elde çatlama ve egzama önlenebilir. Ayrıca burnun nemli olması gerekmektedir. Burun içini nemli tutmak, burun mukozasının kurumasını ve çatlamasını önlemektedir. Mukoza bölgesindeki çatlama enfeksiyonların daha kolay yayılmasını sağlamaktadır ve burnun hastalık önleyici etkisinin negatife dönmesine neden olmaktadır.
Sık sık ellerinizi yıkayın
Eller virüs ve mikropların en sık yayılma yoludur. Bu nedenle elleri sık ve kuralına uygun yıkamak virüs bulaşımını önemli ölçüde azaltır. Elleri yıkarken sıvı sabun, kurularken de kağıt havlu kullanmaya özen göstermek gerekmektedir.
Burundan nefes alın
Ağızdan nefes almak soğuk havanın ve mikropların hızlıca akciğerlere geçmesine neden olur. Bu nedenle soğuk havalarda burundan nefes almak gerekmektedir. Dışarıya çıkıldığında mutlaka atkı ile ağız, burun kapatılmalıdır.
Elleriniz cepte yürümeyin
Kış mevsiminde genelde eller üşümemek için cepte dolaşılmaktadır. Oysa bir eldivenden yardım alınsa eller serbest kalmakta, harcanan enerjiyle vücut ısısı yükselebilmektedir. Ayrıca bu sayede ellerin kuruması da önlenebilmektedir.
Odanızın nem dengesini koruyun
Kış mevsiminde yatılan odanın kuru olmaması gerekir. Odada kalorifer varsa peteklerin üzerine bir tas su konulabilir ya da uyunurken petek kapatılabilir. Kışın alerji öyküsü olanların yatak odasında halı bulundurmaması gerekmektedir. Ayrıca uyunan odada çiçek olmamalıdır çünkü çiçek odadaki oksijeni bitirmektedir. Uyumadan önce yatak odasının camı açılmalı, oda havalandırılmalı, odada bir hava sirkülasyonu sağlanmalıdır. Ayrıca yatılan odanın kapısının açık olması hava sirkülasyonu açısından önemlidir. Sobalı evlerde ise sobanın üzerine konulacak bir çaydanlık odalardaki nemi sağlamaktadır.
Kronik hastalığı olanlar üşütmemeli
Soğuk havalarda üşümemeye özellikle dikkat etmesi gerekenler diyabetliler ve kalp-damar hastalığı yaşayanlardır. Bu grubun ayak ve ellerini soğuktan koruması gerekmektedir. Bacak damarlarında problemi olan hastaların ayaklarında his bozukluğu olabilir. Hasta bir de diyabetikse his kaybı ciddi orandadır ve bu kişiler üşüdüklerini fark etmeyebilirler. Bu nedenle kronik hastalıklara sahip olanların ayaklarını sıcak tutacak yün çorap giymeleri gerekir.
Eldiven kullanın
Soğuktan en fazla etkilenen bölgeler baş, boyun, eller ve ayaklardır. Soğuk havalarda bu bölgelerdeki ısı kaybı yüzde 70 oranında artabilir. Özellikle kalp ve diyabet hastaları, soğukta rüzgarı göğüs bölgelerine alacak şekilde sokağa çıkmamalı. Havayı burunlarından almalılar mümkünse bir atkı ile ısıtarak içine almalılar. Dışarı çıkarken ağız ve burun atkı ile kapatılmalı ve hava ısıtarak içlerine alınmalıdır. Başlarına mutlaka bere takmaları, kulaklarından soğuk havanın girmesini de yine üst solunum yolu hastalıklarını önlemesi nedeniyle çok önemlidir. Hiç kalp ile ilgili şikayeti olmayan insanlar bile soğuk havada kalp ağrılarının geldiğini fark edebilirler. Ayrıca soğukta ellerin üşümemesi için genelde eller cepte dolaşılmaktadır. Oysa eldiven kullanılsa ve eller serbest bırakılsa bu davranış vücut ısısının düşmesini engeller.
Düzenli uykuya önem verin, yatak egzersizlerini unutmayın
Soğuk havalarda düzenli uyku bağışıklık sistemini güçlendirmektedir. Bunun yanında yataktan kalkmadan önce yorganın altında gerinmek ve biraz hareket etmek yataktan kalkıldığında üşüme hissini azaltacaktır. Geniz akıntısı yoğun olan kişilerin 45 derece eğimle uyuması gerekmektedir. Bu, onların sağlıklı bir uyku uyumasını sağlamaktadır. Ayrıca sigara içilmemeli; günde 2.5 litre su tüketilmelidir. Soğukta, açık havada egzersiz kalp krizi riskini artırabildiği için kapalı alanlarda egzersiz önerilmektedir.
Hiç yorum yok
Sizlerden yorumlarınızı ve bilgi paylaşımlarınızı bekliyoruz..