Dünya Sağlık Örgütü’nün farkındalık yaratmaya çalıştığı önemli sağlık sorunlarından olan iyot eksikliği, birçok tehlikeli hastalığı tetikley...
Dünya Sağlık Örgütü’nün farkındalık yaratmaya çalıştığı önemli sağlık sorunlarından olan iyot eksikliği, birçok tehlikeli hastalığı tetikleyebiliyor. LifeClub Sağlık Hizmetleri'nden Uzm. Dr. Aslı Azakoğlu Karaca, iyot eksikliğini detaylarıyla anlattı.
İnsan vücudu, sağlıklı olmak ve işlevlerini eksiksiz yerine getirmek için birçok besin maddesine ihtiyaç duyar. İyot, vücudun normal fonksiyonları için önemli mineraller arasında yer alıyor. İyot eksikliği, tiroid sorunlarına ve hipotiroidizme yol açabiliyor. Bu da kilo alımı, yorgunluk, depresyon, hafıza sorunları gibi bir dizi sağlık sorununa neden olabiliyor.
2 Milyarı Aşkın Kişide İyot Eksikliği Mevcut
Dünya Sağlık Örgütü (WHO) verilerine göre 2 milyarı aşkın kişide iyot eksikliği tespit edildiğine dikkat çeken LifeClub Sağlık Hizmetleri Aile Hekimi Uzm. Dr. Aslı Azakoğlu Karaca, “Bu kişilerden 50 milyon kadarında ciddi sağlık problemleri ortaya çıkmıştır. İyot, tiroit hormonlarının yapısında bulunan ve tiroit hormonu sentezi için gerekli olan esansiyel bir mineraldir. Vücuttaki iyodun çoğu tiroit bezinde bulunur. Tiroit bezi boyun bölgemizde kelebek şeklinde olan ve vücut için gerekli hormonları salgılayan, orkestra şefi diyebileceğimiz kadar mühim bir endokrin organımızdır. Tiroit hormonları büyüme ve gelişmede önemli rol oynarlar. İyot ise tiroit hormonlarının esas bileşenidir.
İyot eksikliği; vücudumuzun dışardan yeterli miktarda iyot alamadığında ortaya çıkan bir durum olarak tanımlanır. İyot eksikliğinde tiroit bezimiz yeterli hormonları üretemez ve hipotiroidi dediğimiz (tiroit bezinin az çalıştığı) durum gözlenir. Boyunda şişkinlik, depresif ruh hali, kilo vermede güçlük, cilt kuruluğu, adet düzensizlikleri, zihin bulanıklığı, saçlarda incelme ve dökülme, kabızlık, gibi pek çok sistemi ve organı etkileyen şikâyetlerle hastalar hekime başvurur. İyot eksikliği genellikle beslenme kaynaklı olarak gözlenir. İşte bu yüzden, global açıdan ciddi bir halk sağlığı sorunudur” dedi.
Hamileler ve Çocuklar Riskli Grupta
Dr. Aslı Azakoğlu Karaca, hamileler ve küçük çocukların iyot eksikliği yönünden daha riskli gruplarda olduğunu belirtti ve ekledi: “Açlıkla mücadele eden toplumlarda özellikle, bebek ve çocuklarda iyot eksikliğine bağlı beyin hasarı ve zeka geriliği gözlenmektedir. Ayrıca hamilelerde iyot eksikliği nedeniyle düşükler, ölü doğum ve düşük doğum ağırlıklı bebekler daha sık görülmektedir. İşte bu yüzden hayatın her döneminde İyot eksikliği bir sağlık sorunu tehdididir. Klinikte en çok rastladığımız tablo ise; en yaygın ve bilindik guatr hastalığıdır. Bu durum tiroit hormonlarının üretimindeki bozulmayla oluşur.”
Günlük Ne Kadar İyot Alınmalı?
Günlük alınması önerilen iyot miktarının yaşla birlikte değişkenlik gösterdiğine de vurgu yapan LifeClub Hekimi Dr. Karaca, “0–5 yaş arası 90 mikrogram/gün, 6–12 yaş 120 mikrogram/gün, 12+ yaş ve üzeri 150 mikrogram/gün, Hamile ve emziren anneler de ise ihtiyacın artmasıyla beraber 290 mikrogram/gün olarak belirlenmiştir.
Vücutta iyot alımı yeterli olmadığında tiroit bezi büyür ve daha fazla tiroit hormonu üretmek için bunu telafi etmeye çalışır; guatr denen tiroit bezinin büyümesi durumu ilk gözlenendir. İyot eksikliğini önlemenin en iyi yolu, önce idrar testiyle iyot eksikliğinin saptanması ve ardından uygun beslenme destekleriyle ve besinlerle bu eksikliğin tamamlanmasıdır. Dünyada iyot eksikliğini önlemede kullanılan en yaygın, etkin ve ucuz yöntem tuzların iyotlanmasıdır. Bu sebeple tüm sofra tuzlarının iyotla zenginleştirilmesi sağlanmıştır. Ancak son 30 yıl içinde tuz kısıtlamasına yönelik tavsiyelerin artması sonucunda sofra tuzu kullanımı azalmış bu nedenle de en önemli iyot kaynağından mahrum kalınmıştır” dedi.
Kadınlarda Daha Çok Görülüyor
Dr. Aslı Azakoğlu Karaca, özellikle erişkin kadın popülasyonunda %10-15 oranında iyot eksikliği tespit edildiğini ve erkeklerden daha yüksek oranda olmasının kadınlarda bulunan yüksek östrojen değerleri ile ilişkilendirildiğini belirtti: “Östrojen dengesini sağlamakta iyodun önemli bir rolü vardır. Östrojen yüksekliği bağırsaklardan iyot emilimini olumsuz etkiler. Gündelik hayatta dışarıdan aldığımız pek çok gıda ve plastik malzemeden vücudumuza östrojen benzeri (xenoestrogens) maddeler girmektedir. İşte bu durum hormon dengemizi bozmaktadır. Kadınlarda yüksek östrojen seviyelerinin, memede fibrokistik değişikliklere ve hatta meme kanserine neden olduğu yapılan çalışmalarla tespit edilmiştir. İyot ve meme kanseri ilişkisi, iyot eksikliği ve memede fibrokistik değişiklikler tamamen altta emilimin bozulduğu ve dengenin kaybolduğu durumlara bağlı gözlenmektedir. Buradan anlamamız gereken iyodun tiroit bezi dışında vücudumuzda pek çok yerde de işlev gösterdiğidir. İyot denildiğinde aklımıza önce tiroit bezi gelir doğrudur ancak az önce bahsettiğim gibi, iyodu sadece tiroit dokusu ile ilişkilendirmek doğru olmaz”
İyot Eksikliğinde Ne Olur?
Son olarak iyot eksikliğinde birçok hastalığın görülebileceğine değinen Dr. Aslı Azakoğlu Karaca, “Meme, tükürük bezleri, mide mukozası, yumurtalıklar, rahim, böbreküstü bezleri, beyin, cilt, eklemler, vb… pek çok organ ve doku iyodu kullanır. İşte bu yüzden iyot eksikliği birçok önemli hastalığın altındaki sebep olabilir. İstatistikler iyot eksiliğinde; otoimmun hastalıklar, obezite, fibromiyalji, prostat ve meme kanseri, zeka geriliği gibi pek çok hastalığın arttığını göstermiştir. Gerekli görüldüğü, eksikliği tespit edildiği oranda dışarıdan takviye edilmelidir. İyodun bilinçsizce kullanımı, kulaktan dolma bilgilerle desteklenmesi uygun değildir. İyot eksikliği tespit edildiğinde; ilgili branş hekiminin yakın kontrolünde ve laboratuvar tetkiklerinin desteğiyle yapılmalıdır” dedi.
Hiç yorum yok
Sizlerden yorumlarınızı ve bilgi paylaşımlarınızı bekliyoruz..