Page Nav

HIDE
GRID_STYLE
FALSE
HIDE_BLOG

Son Haberler:

latest

Kadınlar asırlık ipek dokumacılığını yaşatmaya çalışıyor

Muğla'da bir evin bahçesine kurulan asırlık tezgahlarda kadınlar tarafından el dokuması ipek ve pamuktan yapılan ürünlerle dokumacıl...


Muğla'da bir evin bahçesine kurulan asırlık tezgahlarda kadınlar tarafından el dokuması ipek ve pamuktan yapılan ürünlerle dokumacılık geleneği yaşatılmaya çalışılıyor.

Yeşilyurt Mahallesi'nde yüzyıllardır ipek kozalarından ürettikleri iplerle yaptıkları bükmen beziyle el emeği ürünler hazırlayan kadınlar, son yıllarda unutmaya başlayan halk kültürü mirasının gelecek nesillere aktarılması için çalışıyor.

Anadolu'nun kültürel zenginlikleri arasında yer alan dokumacılığın yüzyıllardır asırlık tezgahlarda yapıldığı Yeşilyurt Mahallesi'nde, üretilen el emeği göz nuru ürünler yöredeki kadınların aile bütçelerine katkı sağlıyor.

Yeşilyurt Mahallesi'nde yaşayan dokuma ustası Zeynep Karacan, evinin avlusuna asırlık tezgahlar kurarak kaybolmaya yüz tutmuş ipek el dokumacılığını kadınlarla el ele vererek ürettiklerini söyledi.

300 yıllık geçmişe sahip Yeşilyurt el dokumalarının önemli bir kültürel ürün olduğunu vurgulayan Karacan, kültürel bir miras olan el dokumacılığını ayakta tutmayı hedeflediklerini dile getirdi.

Atalarından miras kalan dokumacılığın yaşatılması için özellikle yaşlı kadınların büyük destek verdiğini belirten Karacan, şöyle konuştu:

"Yeşilyurt'ta 300 yılık geçmişi olan 'Bürümcük' ipek dokumacılığını günümüzde geliştirerek yaşatmaya çalışıyoruz. İpek böceğinden üretilen ipeklerle yapılan Bürümcük kumaşlarımızla ünlü olan Yeşilyurt, günümüzde bu tarihi değerine sahip çıkıyor. Biz artık günümüzde biraz daha zenginleştirilmiş pamuk ve yün dokumalarla yeni ürünler tasarlayarak asırlık tezgahlarda üretiyoruz. Bu tezgahlarda her bir ürüne kadınlarımızın elleri değiyor. Kadınlarımızın el emeği, göz nuru ile şekillenen ürünler çok büyük ilgi görüyor."

Ürünleri eski tekniğinden hiçbir şey değiştirmeden şekillendirdiklerine işaret eden Karacan, "Teyzelerimizin, ninelerimizin mesleği olan dokumacılığı 300 yıllık tezgahlarla günümüz şartlarında ayakta tutmaya devam ediyoruz. Kültürümüzü yaşatmak amacıyla gençlere ve beldemizdeki hanımlara da eğitim veriyoruz. Ayrıca yurt dışından da yaz aylarında eğitim almak için öğrenciler geliyor" dedi

Mesleğin yaşatılması için Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun da büyük bir adım attığını vurgulayan Karacan, şunları söyledi:

"Bu mesleğin yaşatılabilmesi için ürettiğiniz ürünün de satılması gerekiyor. Bunun için yurt içi ve yurt dışı fuarlarında tanıtımlar yapıyoruz. Kültür Bakanlığının hazırladığı 'Altın Eller' festivallerine katılıyoruz. Ürünlerimizin satılacağı, sergilenebileceği turistik bir mekan istiyoruz. Böylelikle bölgemize gelen turistlere el emeği ürünlerimizi daha çok tanıtıp iyi bir gelir elde edebiliriz. Başbakanımız, Geleneksel Türk El Sanatlarının yaşatılması için çalışma başlattı. AVM'lerde daha ucuz yer tahsis edilecek. Bu çalışmanın da olumlu etkilerinin olacağına inanıyorum."

Son yıllarda pek çok farklı tasarımlar yaparak ciddi anlamda üretim ve tanıtım gerçekleştirdiklerini, Kanada, Fransa ve Hollanda'da festivallere katılarak Yeşilyurt dokumalarını tüm dünyaya gösterdiklerini vurgulayan Karacan, dokumaların yoğun ilgi gördüğünü dile getirdi.

"80 yaşında asırlık tezgahlarda çalışıyor"

Atölyede dokumacılık yapan 80 yaşındaki Mübide Taş ise Yeşilyurtta "Bürümcük" dokumacılığının çok eskilere dayanan el sanatı olduğunu söyledi.

Eski zamanlarda Yeşilyurt'taki bütün evlerde dokumanın yapıldığını anlatan Taş, "Eskiden sofra bezi, hamam havlusu, çarşaf, gibi ürünler dokuyorlarmış ama şimdi daha otantik olan masa örtüsü, sehpa örtüsü, perde gibi ürünler üzerine çalışıyoruz. Çok amaçlı el işi olduğu için her yerde kullanılıyor. Ben 70 yıldır neredeyse dokumacılık yapıyorum. Ama artık gençlere bu emaneti teslim etmek istiyoruz. Onun için bu tezgahlarda onları eğitmeye çalışıyoruz" diye konuştu.

70 yaşındaki Sebahat Karacan da Muğla'ya gelen yabancı misafirlere verilen yöresel hediyeler arasında yer alan Yeşilyurt dokuma bezlerinin kendine has motifleriyle yaklaşık 300 yıldır tezgahlardan inmediğini ifade etti.

Son yıllarda dokumacılığın eski değerini kaybettiğine işaret eden Karacan, "Artık bu mesleği yaşatacak insan yetişmiyor. Köydeki bu küçük atölyede hem kadınlarla üretim yapıyoruz hem de buraya gelen gençlere bu mesleği öğretiyoruz" diye konuştu.

*Sosyal sorumluluk projesi*

Hiç yorum yok

Sizlerden yorumlarınızı ve bilgi paylaşımlarınızı bekliyoruz..

Önizleme
Reklam Tanıtım | Back Link | Kadınca | Zayıflama | Spor | Sağlık | Güzellik | Yaşam | Moda | Cinsel Sağlık | Haber | Teknoloji | Ekonomi | Dünya | Medya |